İşçilik Alacakları İşverenin Bildirimsiz Fesih HakkıİÇTİHATLAR
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
2011/9-627 E.N, 2011/722 K.N.
İlgili Kavramlar
İŞÇİLİK ALACAKLARI
İŞVERENİN BİLDİRİMSİZ FESİH HAKKI
İçtihat Metni
Taraflar arasındaki "işçilik alacakları" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; B... 5.İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 30.10.2008 gün ve 2007/202 E., 2008/354 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 24.02.2011 gün ve 2009/5397 E., 2011/4885 K. sayılı ilamı ile;
("…Davacı, 04–05.12.1999 tarihlerinde babaannesinin ölümü sebebi ile cenazesine katılmak için işyeri yetkililerinden izin alarak yine aynı işyerinde baş şoför olarak çalışan babası ile birlikte cenaze için Trabzon'a gittiğini ve 3 gün sonra cenaze dönüşünde babasının ve kendisinin iş akidlerinin davalı tarafından feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatlarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı, 03–07.12.1999 tarihleri arasında şirket yetkililerinden her hangi bir izin almaksızın devamsızlık yapması nedeniyle akdin feshedildiğini davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacının 04–05.12.1999 tarihlerinde babaannesinin ölümü sebebi ile memleketi olan Trabzon'a gittiği ve davalının bu sırada iş akdini feshettiğini, davacının babasının da aynı işyerinde amir konumunda çalışmakta olduğu davalı işyerinde 10 yıl gibi uzun bir süre çalıştığı anlaşılan davacının davalı taraftan izin almadan cenaze için gitmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle feshin haksız olduğunu kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatları hüküm altına alınmıştır.
Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık feshin haklılığı noktasındadır.
Davacı babaannesinin cenazesine katılmak üzere izin almak suretiyle Trabzon'a aynı yerde çalışan babası ile birlikte gittiğini dönüşlerinde ise işveren tarafından devamsızlık nedeniyle iş akitlerinin feshedildiğini ileri sürerken davalı davacının izin almaksızın ve mazeret beyan etmeksizin işe gelmediğini belirterek iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur.
Dinlenen davacı tanıkları davacı ve babasının cenazeye katılmak için Trabzon'a gittiklerini belirtmişler ancak yetkililerden izin alarak gidip gitmediklerini bilmediklerini ifade etmişlerdir.
Davalının tek tanığı ise davacının babaannesinin hasta olduğunu sonra da vefat ettiğini davacının işten ayrılma sebebini bilmediğini ifade etmiştir.
Dosya da mevcut bilirkişi raporunda davacının babaannesinin vefatı nedeniyle devamsızlık yaptığı iddia edildiğine göre buna ilişkin nüfus kayıt örneğinin celbi gerektiğine işaret edilmiş ve karar aşamasında babaanneye ait vukuatlı nüfus kayıt örneği dosyaya sunulmuştur. İlgili kayda göre babaanne A…. U…..'un ölüm tarihi 13.12.1999 dur. Söz konusu belgeye karşı davacıdan diyecekleri sorulmamıştır. Davacının babaannesine ait nüfus kaydının diğer delillerle birlikte değerlendirilip, gerektiğinde ölümüne ilişkin tutanağında celbedilerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir…")
Gerekçesiyle oybirliğiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, iş akdinin haksız feshi nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının 1987 yılından itibaren devam eden iş akdinin davalı işveren tarafından babaannesinin cenazesi için kullandığı izin dönüşü haksız ve önelsiz olarak feshedildiğini beyanla, gerçek ücreti üzerinden hesaplama yapılarak ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağının faizi ile tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş akdinin devamsızlığı nedeniyle 1475 sayılı İş Kanunu'nun 17/II-f bendi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Yerel Mahkemece, "10 yıllık çalışan davacının izin almaksızın cenazeye gitmesinin mümkün olmadığı, izinli olan davacının iş akdinin haksız olarak feshedildiği, bu nedenle ihbar ve kıdem tazminatlarına hak kazanıldığı ancak yıllık ücretli izin alacağının zamanaşımına uğradığı" gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece, yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, "davacının memlekete gidiş nedeninin ne olduğunun ya da ölümün sonradan meydana gelmesinin sonucu değiştirmeyeceği" gerekçesiyle ve önceki gerekçeler tekrarlanmak suretiyle ilk kararda direnildiğinden bahisle hüküm kurulmuştur. Hükmü davalı vekili temyize getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu'nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen "Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi).
Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
Somut olayda ise;
Yerel Mahkemece bozmaya konu ilk kararda somut uyuşmazlığın değerlendirilmesi sırasında davacının babaannesinin ölümü nedeniyle izin aldığının kabulü ile devamsızlık gerekçesine dayalı işveren feshinin haksız olduğu kabul edilmiş iken; temyize konu direnme olarak adlandırdığı kararında, ilk kararda değinilmemiş olan davacıya ait nüfus aile kayıt tablosundan söz edilerek ve özellikle ölüm tarihinin izin tarihinden sonra olmasının sonucu değiştirmeyeceği de vurgulanmak suretiyle hükme varılmıştır.
Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; bozmadan esinlenilerek ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kurulu'na değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 9.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 30.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.