Rücuen TazminatİÇTİHATLAR
17. Hukuk Dairesi
2008/4291 E., 2008/5466 K.
RÜCUEN TAZMİNAT
SİGORTALI ARAÇ
TRAFİK KAZASI
6762 S. TÜRK TİCARET KANUNU [ Madde 1278 ]
6762 S. TÜRK TİCARET KANUNU [ Madde 1301 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı Bilal Korkut vekilince temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı aracın, tamir için davalı şirkete ait servise bırakıldığını, servis çalışanı olan diğer davalının test amacı ile kullanımı sırasında meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hasara uğradığını belirterek, sigortalısına ödediği 8.182.00 YTL’nin ödeme gününden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı şirket, duruşmaya gelmemiş ve cevap vermemiştir.
Davalı Bilal Korkut vekili, aracın tamir için davalı şirkete ait servise bırakılmadığını, müvekkilinin, malikinin rızası ve bilgisi dahilinde aracı kullandığını ve olayda kusurunun bulunmadığını, rücu talebinin haksız olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı şirkete sigortalı aracın test sürüşü sırasında ve davalı sürücünün tam kusuru ile hasarın meydana geldiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 8.182.00 YTL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı Bilal Korkut vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, TTK.nun 1301.maddesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacıya kasko sigortalı aracın, davalı şirkete ait servise tamir için bırakıldığı, şirket elemanı olan diğer davalı tarafından çıkarıldığı deneme (test) sürüşü sırasında meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucu hasarlandığı mahkemenin kabulündedir.
Mahkemece, davalı sürücünün kazanın oluşumunda kusurlu olması yeterli görülerek, dava kabul edilmiştir. TTK.’nun 1278. maddesinde, “
“ Mukavelede aksine hüküm bulunmadıkça sigortacı, sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin yahut fiillerinden hukuken mesul bulundukları kimselerin kusurlarından doğan hasarları tazmin ile mükelleftir. Fakat hiçbir halde sigortacı, sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin kastından veya aksi mukavelede yazılı değilse sigorta edilen malın ayıbından doğan hasarları tazmine mecbur olmaz.”
” hükmünü getirmiştir. Buna göre, araç malikinin yada aracından faydalanan kimsenin talimatı ile tamirhane çalışanınca deneme sürüşüne çıkarılması sırasında araca zarar verme eylemini, sigorta ettirenin eyleminin dışında kabul etmek ve bu çalışanı üçüncü kişi görerek zarardan sorumlu tutmak doğru değildir.
Somut olayda, kaskolu araç, kayıt maliki Meziyet Kulu tarafından davacıya sigorta ettirilmiştir. Yargılama sırasında, davalı tanığı olarak dinlenen A.. R.. K.., eşine ait, sevk ve idaresindeki araçla, davalı Bilal’in çalıştığı işyerine uğradıklarını, rahatsızlanması nedeniyle Bilal’e kendilerini Sarıyer’e bırakması konusunda ricada bulunduğunu, araç Bilal’in kullanımında iken kazanın meydana geldiğini, bilahare Bilal’i aracın yanında bırakarak eşi ile birlikte başka bir araçla yollarına devam ettiklerini beyan etmiştir. Davalının diğer tanığı Meziyet Kulu da aynı yönde beyanda bulunarak, aracın Bilal tarafından kullanılmasında rızası olduğunu bildirmiştir. Ancak mahkemece bu yön üzerinde durulmamış ve değerlendirilmemiştir.
Bu durumda, davalı sürücünün, sigortalı aracı malikinin rızası ile kullanırken kazanın meydana geldiği, kasko şirketlerinin sigortalısına yaptığı her ödeme karşısında mutlaka bir zarar sorumlusu bulunmayabileceği, Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5-6. maddesinde belirtilen ve zararın teminat dışında kalmasını gerektiren hallerin de somut olayda bulunmadığı açıktır.
O halde, davacı sigortacının, sigortalanan araçta oluşa hasar nedeniyle dava dışı sigortalısına ödediği tazminat nedeniyle davalıya rücu etmesine hukuken olanak bulunmamaktadır. HGK.’nun 09.04.2008 tarih, 2008/17-299 Esas ve 2008/302 Karar sayılı kararı da bu yöndedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davalı Bilal Korkut vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, adı geçen davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Bilal Korkut’a geri verilmesine 24.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.